Tam Bağımsız Ruh Hastası

Tüketim toplumu olduğumuzdan olsa gerek her şeyi o kadar hızlı tüketiyoruz ki bazen aklım almıyor ve yetişemiyorum bu hıza,haliyle ruh hastası yapıyor beni bu hız,keza kilom da müsait değil sizi yetişmeye.! Ağır adamım vesselam ağır ve vakur.Ağırlığım kurtlar vadisinden değil tamamen kilo ile doğru orantılıdır. Oysaki yetişmek isterdim biraz daha"yenlik"olup,en azından mevsimlere.! Vaktiyle beşinci mevsim bile söz konusu iken şimdi sadece iki mevsimin yaşanması insanların ne kadar fazla tükettiği ile alakalıdır.Dünyanında son zamanları olsa gerek sadece yaz ve kış olarak yaşıyoruz mevsimleri kimse ne yaprakların doğumuna ne de ölümüne şahitlik eder oldu.!Ya güneşten yanıyor ya da soğuktan donuyoruz.Bıraktım beşinci mevsimi artık üçü-dörtü de bulamaz olduk. Soruyorum sizlere en son ne zaman bir yaprağın var oluşuna veyahut dökülüşüne şahitlik ettiniz,insanların gelişi ve gidişi şöyle dursun. O kadar kendimizden bihaber eksiliyoruz ki ağaçlar kadar çıplak kaldık haber...

Bir İki Laf Edip Defolup Gideceğim.! Herkes Her şeyi Biliyor Ne Güzel,Bir de Vicdan Diye Bir şeyin Var Olduğunu Bilsek.!! Şike Davası Konusunda Kendi Adıma Şunu Söyleyebilirim. İnsanların Adaleti,Sadece Kendi Lehlerinde Karar Verince Sevmeleri veyahut İstemeleri İnsanın Sonradan Kazandığı Bir Yavşaklıktır.!Daha Düne Kadar Adaletin A sına İnanmayanlar Şimdi Adalet Timsali Olup Havarilik Yapıyor Ne Kadar İlginç.!Bu Şike Konusunda Başından Beri Benim Fikrim Ülkemde Adalete Zerre Güvenemez İken Gavurun Adaletine Mecbur Bırakıldık. Ne Zaman ki Bütün Kurumlar Fenerbahçe'yi Suçlu Buldu. Bende O Zaman Hakkım Olan Şampiyonluğu İstedim. Hala Daha İnancımın Sıfır Olduğu Türk Mahkemeleri,Bu İşin İçinden Siktin Sene Çıkamaz. Olur da Bu Takımı Turnuvalarına Almayan Kurumlar Aklar İse Ben de Bütün Bu Kurumlarca Kandırıldım Deyip Herkesten Özür Dileyeceğim.!Lakin Kararın Siyasi Olduğunu Düşündüğüm İçin Hiçbirini Sallamıyorum.! Diğer Bir Konu Ankara'da ki Patlama,Herkes Bir Yeri He...

Seccadenizi Paylaşmaktan İmtina Ettiğiniz Bir Cuma Daha Geldi Geçti,Tabi ki Burda Hayırlı Cumalar İletisi Seccade Paylaşmaktan Daha Önemlidir.! Şüphesiz ki Sosyal Bir Varlık Olan İnsana Sosyal Medya Fazlasıyla Gereklidir.!Ben Bunu Yazarken Bile Buradan Yazıyorum Diyen İlla ki Olacak Onları Çok Öpüyorum.! Bu Arada Ülkenin Anasını .iken Liberal Yavşaklardan Çetin Altan'ın Ölmesi Birileri Tarafından Kutsanır Yakında Ödüller Verilir Geride Bıraktığı Yavşak Yavrularına ve yahut" İki Kadın Memesine Ülkeyi Satarım"Diyen Yavşak Yavruları Dünya Para Verilip Gazetelerde Yazdırılmaya Devam Ettirilir.! Aslında Ernesto'ya Purodan Başka Bir Şey Yakışmaz İken,Kanada Liderinin de Yakışıklılığı Sadece Acun un Programların da İş Yapar.! Ooooo.! Hala Görüntüleri Yayınlanmayan,Camiye İçkiyle Giren Hatun Kişilerinden Alırım Bi Dal.! Hazır Cuma da Geçmiş İken Hayırlı Cumalar.!! Not:Bu Mevsimde Hala Kan Akıtmaya Devam Eden Sivrisinek .ikeyim Belanı.!

Karşıdan Gelen Aracın Görünmesi İçin Kavşaktaki Bitkileri Kesen İnsanların,O Kavşakta,Görüş Açısına Bitkilerden Daha Fazla Zarar Veren Parti Bayraklarına Müsaade Etmesi Yaşadığınız Ülkenin Türkiye Olduğuna Delalettir.! Ve Bu Ülkede İnsan Hayatına Fazlasıyla Değer Verildiği İçin Beş Ay Sonraya Tomografi Günü Vererek Erken Teşhis Hayat Kurtarır Diye Afkuran Yavşaklar ile Zamanında Televizyon da Çay İçen Yavşaklar Aynı Bokun Lacivertidir.! Son Olaraktan Şunu Dile Getireyim,Hazır  Paylaşımlarınıza Bakınca En Büyük Eseri"Uzaktan Kumandali"Diye Bir Şarkı Olan Adamın Filozof Olduğu Bir Ülke de En Çok Okunan Kitabın"Elif Gibi Sevmek"En Çok Dinlenenin de Serdar Ortaç Benzeri Şarlatanların Olması Beni Şaşırtmaz İken,Aklın ve Adaletin Olmaması Neden Şaşırtsın ki.! Nazdrovya.!!

Kazanan susmay,kaybeden susmay sorsanlara hepsi sükut altundur der amk..! La oğlum değmez birbirini kırmaya,dostunun arkadaşının kıymetini bil,market gelmez cenazene bakkallarınıza sahip çıkın.! "Halk 5 ay önce çoban idi şimdi yine koyun oldu"diyen ile "o kadar çok koyun dediler bizde koyduk"diyen arasında yedi farkı bulun desem bulabilir misiniz .ik bulursunuz ikisi de aynı angus nasıl bulacaksınız.! %2 den yüksek oy alan hiç bir partiye oy vermeyen ben insanları ayrıştıran seçimleri neden kaale alıp bir de çığırtkanlığını yapayım.! İnsanlar toplumda adaletin yerine parayı istedikleri sürece kafada ki kim olursa olsun sadece "düzen" değişir "düzülen"hiç bir zaman değişmez.! Yapmanız gereken tek şey elinizi vicdanınıza koyup bu kadar yavşaktan dolayı birbirini kırıp dökmeye değer mi?Bunun muhakemesini yaparak belki biraz insan olabiliriz.! Zor ama imkansız değil.!!

Vaktiyle hocanın biri yatsı namazında vaaz veriyor. Şeytana uymayın o size apaçık düşmandır,ona uyanlar helak oldu gitti siz hala şeytanın peşinden gidiyorsunuz yazık size diyerek,namazını bitirip ip gibi yağmur yağarken evin yolunu tutuyor. Eve varınca yatağını hazırlıyor tam yatacakken kapı çalıyor, kapıyı açıyor kapıda bir afet,güzelliği göz kamaştırıyor.! Hayırdır diyor hoca kimsin,nesin.! Kız başlıyor anlatmaya ben dışarıda kaldım gidecek yerim yok buranın en güvenilir kişisi seni söylediler ve bende buraya geldim,beni bu gece misafir eder misin deyince kız hoca hemen gardını alıyor,olur mu öyle şey elalem ne der sonra, nasıl misafir edeyim seni hem ben bekarım sonra hoca eve kız attı derler olmaz deyince kız yalvarmaya başlar ve hoca dayanamayıp her şeyi göze alarak kızı eve alır.! Kızın yemeğini verip yatağını hazırlar ve odasına uyumaya gider.Hoca yattıktan 10 dakika sonra odanın kapısı açılır ve kız odaya girmeye çalışırken,hoca atlayıp kalkar ne ediyorsun ne işin va...

Vaktiyle bir yazı da şunu okumuştum, "O kadar yalnızız ki uzanıp kendi yanaklarımızdan öpüyoruz" Oysa ki insan yabancı yerlerde,yabancı kişilerin yanında ölmek bile istemez iken yalnızlık nedir.? Kanaatimce anlaşılmamaktır.! "yalnızlık" Yeri gelince ailen dahil hiç kimse anlamıyorsa seni,sen kesinlikle yalnızsın.! Doğanı,derelerini,yaylalarını,gökkuşağını, kırmızı pullu alabalığını, hubuşlu çayını,kara lastiğini en önemlisi de hoş bir seda bırakmaya çalıştığın gök kubbeyi başının üstünden alıyorlar ve sen hiç bir şey yapamıyorsan yalnız değil de ne boksun.! Hayat güçlünün her daim haksız olduğu bir yer olmaktan çıkmış ise benimde söyleyeceğim tek söz kalıyor geriye, "Üryan geldim,gene üryan giderim"

Selam olsun.! Bizden kardeşliğini esirgemeyen güzel yürekli çocuklara.! Erzurum'dan en rahat koltukta (hostes koltuğu)dönüyorum memleketime.! Oysa ki başka firmanın 14 numaralı koltuğunda kitap okuyarak dönecektim memleketime en azından niyetim öyleydi.! Diğer firmanın otobüsü bana göre az yolcunun olmasından dolayı, Yazıhaneye göre ise arabanın arıza etmesinden dolayı gelmemişti.!Çok inandırıcı olmasa da gerekçeli sebep buydu.! Şimdi gelin hayatı bir ufak sorgulayalım.! Kafamda kurduğum bütün planların yatmasına mı üzüleyim.! En azından istediğim gün de yaratan izin verirse memleketimde olacağım diye mi sevineyim.! Oysa ki inanmışlık,her hayır da şer,her şer de hayır olabileceği gerçeğini kabul etmeyi gerektirir.! Her şeyin hayırlısını dilemektir aslolan,fazlasını dilemek değil.! Dostun,memleketin,ömrün ve kazancın hayırlısını versin yaratan.! Milli mücadele zamanında Maçka'dan Erzurum Kop dağına gelip şehit olan insanları hatırlattı,Kop Dağı.! Sizin de...

Sansür Ne kadar tahammülsüz bir toplum olduk. Sanki bunun için büyük çabalar verilmiş.Devlet ve halk olarak büyük gayret gösterilmiş. Yazıklar olsun özgürlük diye afkurup faşist olan yavşaklara. Geçen hafta sağ üst köşesinde sansüre hayır yazan bir kanalın ödül alan bir oyuncunun,altmış saniyelik konuşmasına bile tahammül edemeyip sansürlemesi ne yaman çelişki anne dedirten cinsten. Oyuncu Nadir Sarıbacak sansürlenmek için ne söyledi biraz bakayım dedim.Adam zaten bir dakika konuşmuş ve otuz saniyesi teşekkür geri kalan otuz saniye de mealen şunları söylemiş."Bize böyle ne oldu,neden bu kadar ayrıştık. Ağzın kulağa,burnun göze üstünlüğü yok iken ve acıyınca hep beraber acıyorlar ise bizi kardeşlik ve muhabbetten neden bu kadar uzak bırakıyorsunuz.Neden etni-site tabirleri ile tanımlıyorsunuz bizi."Bu konuşmayı tören binasının dış görünümünü göstererek sansürleyen kanal,bu ülkede ki insanları hayvan ırkı gibi görmesi ve kardeşliğe, muhabbete düşman olması ne .ikim bir zih...

Bu ülke de mafya babası siyasi parti başkanı gibi on binlerle miting yapıyor,"Normal." Mafya babası ölüyor rahmetler okunuyor,"Normal." Aşiret liderleri toprak ve namus adına cinayetler işliyor,işletiyor,"Normal." Adaletin esamesi okunmuyor,"Normal." Herkes her şeyin en iyisini biliyor ve ne hikmetse en çok onlar kandırılıyor,bu da"Normal." Şiddetin tavan yapması ile sevginin yetim kalması,gayet"Normal." Aydın taklidi yapanların vatana ihaneti,sanırım"Normal." Gerçek anlamda kaliteli yazarların yazacak bir yeri yok iken,reklam balonu ve şarlatanların parayı hamuduyla götürmesi,zaten"Normal." Her şey bu kadar normalken sadece benim hak edene sövmem anormal.! Yok anasinin .mı Turgay.!

Televizyonu hayatından fazlasıyla çıkartmış bir adam olarak Trabzonspor maçlarında stadyumda değilsem tercih ettiğim bir cihazdır ve keşke icat olunmasaydı diye çok zamanlar düşünmüşümdür.! Televizyonun zamanı öldürmekten öteye geçemediğine hepimiz canlı tanığız.! Oysa ki radyolar öyle değildi.Karşısına geçmek gerekmez,sesini acar kendini sese teslim ederdin.! Trt Trabzon radyosundan bildirilen hava raporu dahi olsa bir ciddiyetle dinlenirdi. Türkülerin hazzı ise ayrı bir şekilde sarıp sarmalardı insanı ve ruhunu terbiye ederdi. Nerde çaldığı çok önemli değildi mesela,gelen sesin büyüsüne kapılmaktır aslolan ve esaret televizyon kadar yüksek dozda değildi.! Sevdiğin bir türküye eşlik etmenin terapi edici bir tarafı da her daim mevcuttu.! Televizyon karşısında stresin tavan yaptığı ve heyecanın yapmacık güm güm sesleriyle ruh hastası etmesini saymıyorum bile.! Bu kadar esaret altında iken eskiyi özlememiz gaz lambası ile pilli radyonun aşkını arıyor oluşumuzdandır.! M...

Hepimizin bazı mekanlarda canlı müzik dinlemeye gitmişliği vardır.Ben Sakarya’da çalışırken,arkadaşlarla biraz eğlenmek için bir mekana gidelim dedik.Bir kaç arkadaş kalktık bir mekana gittik.Şansımızdan olsa gerek o gün eşcinsel bir solist rastladı bize,belli bir zaman geçtikten sonra eşcinsellik eğilimi olan solistin davranışlarına bakmaya başlıyor insan,ne ediyor,nasıl davranıyor diye.Bir şeyler de karalıyorsan gözlem yapma hissi doğuyor içine biraz da esnaflığın verdiği yetkiyle.Gözlemler devam ederken enteresan bir durumla karşılaştım ve o vakit anlamlandıramadığım davranışları şimdi çok daha iyi anlıyorum. Solist çiçekli salaş bir elbise giymiş,mini sayılacak cinsten ve göğüs dekoltesi olan bir elbise ile sahnede oldukça iyi bir sesle icrasını yapıyor. Bazen oturuyor,bazen ayakta, kendinden geçtiği de oluyor.Bu vakitlerde göğüs dekoltesi açılır gibi oluyor ve göğsü olmadığı halde eliyle elbisesini düzenliyor,oturduğu vakitler ise elbisesini çekip çekiştiriyor ve frikik ver...