Kırmızı Pikap

Artık sana çıkmayacağına emin olduğum yolculuklara tek başıma çıkıyorum.!
Evlilik yaprak dökümüymüş sanırım,
gecenin bu saatinde sevdanın taş gibi ağır yüküne eşlik edecek kimse yok kırmızı pikaptan başka.!
Yaşlandığımız konusunda kesin bilgiler mevcut,hatta şahitler.!
Otuzun bitmesine ne kaldı şunun şurasında.!
Oysaki çok yaşamak isteyen insanlar için hala orta yaş,otuzlu yaşlar.!
Ben hiç bir vakit boş bir ömrün çok olması taraftarı olmadım.!Birine faydamın olmadığı günleri kayda değer saymaz iken boş bir ömrü nasıl baştacı yaparım,söyler misin?
Hayatta meczupluktan gayrı bir dikili taşı olmayan adamın,babasının kırmızı pikapıyla senin için yollara düşmesinin nesi garip mesela.
Sana çıkmayan yollara,çıkmayayım mı?Ey fani.!
Her şeye karar veren sen,buna da karar ver o vakit.!
Bir hayli zaman olmuş,değişen tek şey yok,hala kırmızı pikap kadar seviyorum seni.!
Biliyorum tenezzül edip okusan yazıyı nasıl bir sevgidir bu diye merak edeceksin.!
Fakat gerek yok değil mi?
Benim sevdiğim iki nesnenin ortak özelliklerinin benim olmamaları tesadüf olamaz,tevafuktur,tesadüf olsa duramazsın.!
Aslında sen de tanısan seversin,
kırmızı pikapı,sevilmeyecek gibi değil zaten.!
Hem bu dünyada artık sunroof yerine kelebek camı olan kaç tane araba kaldı ki.!
Belki sana karşı değil fakat hayata karşı hep ümitvarım,çünkü bu güvensizliğe rağmen Aziz Çiftçi'nin memleketinde hala esnaflar"Hasbinallah ve nimel vekil"diyerek eşyalarını dışarda bırakıp evlerine gidebiliyorlar.!
Çok şükür.!
Ben ise kelebek camından akıp giden dumanlar gibi,gitmek zorundaymışım senden.!
Sen ise benim gün geçtikçe yok olup gitme mi izliyorsun,umarsızca.!
Sonuç olarak hayat en az kırmızı pikapta klasik müzik dinlemek kadar realist.!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne Kadar Dönersen Dön,Götün Arkadadır!!!

Hayat Manifestosu Volume IV

Hayat Çelişkisi